Mal Paylaşımı Davası İkinci Cevap Dilekçesi Örneği

                                  KAYSERİ 3.AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO : 2024/*** E.

DAVACI : 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun

DAVALI : *******

VEKİLİ : *********

KONU : İkinci cevap dilekçesi ibrazı hk.

AÇIKLAMALAR :

1.Tarafımızca cevap dilekçesi verme süresi içerisinde iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı ihlal edilmeden dilekçe sunulmuştur. Vermiş olduğumuz ikinci dilekçenin dikkate alınmasını talep ederiz.

2.Karşı taraf komik bir şekilde tarafımızın iftira attığını ileri sürmüştür. Öncelikle belirtmek isteriz ki; avukatlar dilekçelerinde davacı vekili, davalı vekili gibi ifadeler kullanamaz. Karşı tarafın avukatının davacı vekili ortaya atmıştır ifadesi meslek etiğine aykırı olduğu gibi aynı zamanda disiplin suçudur. (Meslek şovenizmi yapmaya gerçekten gerek yoktur, avukatlar taraf değildir) Ayrıca davalı Gökhan, müvekkilimizi öldürmeye çalıştığı için KAYSERİ 7.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ 2024/** E. SAYILI DOSYADA DAVALI, EŞE KARŞI SİLAHLA YARALAMA SUÇUNDAN SANIK SIFATIYLA YARGILANMAKTADIR. DOLAYISIYLA SIRF YARGILAMA İÇERİSİNDE HAKSIZ MENFAAT SAĞLAMAK İÇİN YALAN BEYANLARDA BULUNAN DAVALININ BİZZAT KENDİSİDİR.

Davalı, katılma alacağının hukuk davası olup, ceza davasının bu davayı bağlayıcı yönü olmadığını iddia etmiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere hayata kast durumunda, karşı tarafın katılma alacağı kaldırılmaktadır veyahut azaltılmaktadır. Dolayısıyla gayet de ceza davasının da bağlayıcı yönü bulunmaktadır.

Davalı, dilekçesinde ''davacı tarafça eşe karşı hayata kast dolayısıyla açılmış bir dava yoktur, boşanma davası sonrası açılmış bir ceza dosyası vardır, abartılar ve gerçeklerin çarpıtılması sonrası açılmış bir dava olduğunu da belirtmek isteriz'' şeklinde gerçek dışı savunmalarda bulunmuştur. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere davalı Gökhan, Kayseri 7.Asliye Ceza Mahkemesi 2024/** E. Sayılı dosyada eşe karşı silahla yaralama suçundan yargılanmaktadır. Bu davanın boşanma davasının akabinde açılmış olmasının sebebi de gayet normaldir, zira ceza yargılamalarında soruşturma aşaması oldukça uzun sürmektedir. Kovuşturma aşamasına işbu dosyada geçilmiş olup, ilgili dosyanın celbini talep ederiz. Davalı, evlilik birliği içerisinde müvekkilin hayatına kast ettiğini ısrarla kabul etmemekte olup, hangi amaçla müvekkilin boğazına bıçak dayayıp, aynı bıçakla müvekkilin yüzüne vurup, müvekkili seni öldürüp bağa gömerim kimsenin ruhu duymaz ifadelerini kullanıp müvekkili öldürmekle tehdit etmiştir? Bu gerekçelerle TMK md.236 gereği davalı Gökhan'ın katılma alacağının kaldırılmasını talep ederiz. Kaldı ki davalı Gökhan'ın katılma alacağı dahi bulunmamaktadır. Zira davalı Gökhan, müvekkilin kişisel malından hak iddia etmeye çalışmaktadır. Bir erkek olarak, evin tüm geçimini müvekkile yükleyen, geçimini müvekkil üzerinden sağlayan davalı Gökhan, pinti ve cimri kişilik yapısını işbu yargılama içerisinde de devam ettirmeye çalışmaktadır.

3.Davalı, yalan beyanlarda bulunarak kendi kafasını da karıştırmış olacaktır ki; ********* plakalı araç zaten müvekkilimize aittir. Bu araç da davalının iddia ettiği gibi 2020 yılı öncesinde satılmamıştır. Müvekkilimiz bu aracı 30.10.2020 tarihinde satmıştır. Müvekkilin bu aracı satma nedeni arabasının modelini yükseltmek istemesidir.

****** plakalı araç davalı Gökhan'ın aracıdır. Davalı Gökhan, bu aracı artniyetli ve kötüniyetli bir şekilde annesinin üzerine geçirmiştir. Aracın parasını davalı Gökhan vermiştir. Bu aracın parası ise davalı Gökhan'ın babası ******** örgütünden içeri girince davalı Gökhan'ın kök ailesinin borcu için kullanılmıştır. Davalının araç plakalarına dikkat etmesini önemle arz ediyoruz. Davalı, tarafımıza pes dedirtmiştir.

4.Taraflar arasında evlilik sonrası ortaya çıkan anlaşmazlık sonucu 23.03.2023 tarihinde mal ayrılığına dair sözleşme yapıldığı hususu davalının doğru ve gerçeği yansıtan tek beyanıdır. Davalı, dilekçesinde bu sözleşmeyi dahi sunmamışlar iken ifadesini kullanmıştır. Delil sunma süresi başlamamıştır. Delil sunma süresi başlamamışken delillerin sunulmamış olması da hayatın olağan akışına uygundur. Müvekkilin beyanları gerçeği yansıtırken davalı ise ne yapacağını şaşırmış vaziyette dilekçesini sırf yazmış olmak için yazmıştır, dilekçesini gerçeğe aykırı beyanlar ile doldurmuştur.

5.Davalı taraf, Kayseri 13.Noterliğinin 23.03.2023 tarih ve **** yevmiye nolu mal ayrılığı sözleşmesi ile müvekkilin üzerine kayıtlı ve müvekkilin babasının vermiş olduğu ***************** Melikgazi/Kayseri adresindeki taşınmaz ve o dönem müvekkile ait olan 2014 model BMW marka ********** plakalı araç üzerinde boşanma ve miras hallerine binaen hiçbir talebinin olmadığını bizzat kendisi beyan etmiştir. Davalının noter önündeki resmi beyanı kendisini bağlamakta olup, davalının bu irade açıklaması ise tamamen özgür iradesine dayanmaktadır. Davalının resmi makam önünde vermiş olduğu ifade, kendisini bizzat bağlamaktadır. Davalının bu irade beyanında bulunmasının sebebi kendisinin de çok iyi bildiği gibi ilgili taşınmazı, müvekkilin ailesinin almış olduğunu bilmesidir. Davalı adeta müvekkilin kişisel malından hak iddia etmeye çalışmaktadır.

Yine aracın alınmasında da davalının hiçbir katkısı yoktur. Evlilik birliği içerisinde hiçbir şeye katkısı olmayan davalının, araca katkıda bulunabilmesi ihtimali zaten başlı başına gerçeğe aykırıdır.

Davalı tarafın ''Başka çocukları da vardır, kendi adlarına ev alacak olan kişinin vasiyet ile ölünceye kadar kullanmak suretiyle ev vermiş olması durumunda vasiyetin tapuya şerh edilmiş olması gerekir'' beyanı tamamen iddiasını asılsızca desteklemek amaçlı mantık dışı savunmadır. Müvekkilin ailesinin kızı ile olan iç ilişkisinde gerekli güven tesisi sağlanmış olup, tapuya da haliyle bu hususu şerh ettirme gibi bir gereksinim duyulmamıştır. Keza tarafların kendi iradeleri ile yaptıkları işlem, sözleşme özgürlüğü kapsamındadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, müvekkilin babası, işbu vasiyetname ile diğer çocuklarına da malvarlığını bölüştürdüğünü beyan etmiş olup, hatta bu evin devrinden önceli sene müvekkilin kardeşine başkaca taşınmazların mülkiyetini de vermiştir. İşbu taşınmazların devrine ilişkin tapu işlemleri, tapu kayıtları delillerdir. Davalı tarafın yalnızca haksız ve kötüniyetli kazanç sağlamaya çalıştığı bu beyanında da belli olup, iddiaları deliller ile çürümektedir.

Davalının ''belediye seçimini davacının babasının kaybetmesi, seçim sırasında oldukça fazla harcama yapıldığından Kayseri'de oturacakları bir evleri olmadığından dolayı onların bu dairede oturmaları konusunda fedakarlık yapması'' hususları da tamamen asılsız ve mesnetsiz olup, gerçek dışı beyanlardır. Hayatın olağan akışında belediye başkanı olan birisinin ev alma durumunun olmaması iddiası gülünçtür. Fedakarlık iddiası ise Mahkemenizi yanıltıcı beyan olup, madem davalının maddi durumu el almaya elverişli olmuştur, neden taraflar uzun yıllar kiracı olarak oturmaya devam etmişlerdir? Ayrıca davalının kira bedelini ödeme gücü dahi olamamış, davalı kira bedelini dahi müvekkile yüklemiştir, müvekkil tüm giderlere tek başına katlanmak zorunda kalmıştır. Bahse konu taşınmaz, müvekkilin babası belediye başkanlığı yaparken alınmıştır. Bir sonraki seçim sürecinde zaten müvekkilin kök ailesinin halihazırda evi olmuştur. Bu iddiaların müvekkilin babasının bir sonraki seçimi kaybetmesi ile hiçbir ilgi ve alakası yoktur. Davalı, her iddiasında olduğu gibi yalan beyanlarına kılıf uydurmaya çalışmaktadır.

Müvekkilin ailesinin banka hesap dökümleri, müvekkilin ailesinin öncesindeki evlerinin satışı, müvekkilin babasının emeklilik primleri, evin satın alınması ve müvekkile verilmesi tanık beyanları ve diğer belgeler ile aşikar olacaktır. Tüm bu hususlar bu evin, müvekkilin ailesi tarafından alındığını ispatlayacaktır.

Davalı taraf, dilekçesinde ''optik dükkanı şu an için geliri ile gideri arasında fark olup müvekkilim bu aşmak için çaba sarf etmektedir'' ifadesini kullanmıştır. Davalı hem birçok gidere katkıda bulunduğu asılsızca iddia etmeye çalışmakta hem de doğru düzgün geçinemediğini beyan etmektedir. Davalının beyanları açıkça çelişki içermektedir.

Kaldı ki davalı taraf, son cümlesinde yalan beyanda bulunduğu büyük bir çelişki yaratarak açıkça ortaya koymuştur. Davalı dilekçesinde müvekkilden bahsederek ''davacı tarafın yıllık gelir gider durumu incelendiğinde 8 yıl içinde 3 ev alacak 4 kez araca değiştirecek bir geliri de olmadığı görülecektir'' beyanı ile zaten müvekkilin bu zamana kadar yalnızca kendi çabası ve kazancı ile bir ev aldığı, o evin de zaten mal ayrılığı sözleşmesinden sonra elde ettiğini ikrar etmiştir. Kaldı ki müvekkil, ilk aracını ziynet eşyaları ile almıştır. Araç modelini yıllar içerisinde kazandığını biriktirerek aşama aşama yükseltmiştir. Bu beyan davalı adına zaten başlı başına bir İKRARDIR. Madem müvekkilin geliri yoktur, madem müvekkil kendi başına alamaz, o halde neden bu taşınmazı müvekkilin ailesinin aldığı ısrarla inkar edilmektedir?

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere ziynet eşyaları ile alınan ev veyahut araba kadına aittir. Davalı, yine hakkı olmayan bir şeyi Mahkemeyi yanıltarak istemektedir.

Kısaca; tarafların evlilik birliği sürecinde alınan iki taşınmaz vardır. Bu taşınmazlardan biri müvekkilin annesinin ve babasının birikimleriyle alınmıştır. Diğer taşınmazı ise müvekkil zaten mal ayrılığı sözleşmesinden sonra almıştır. Tapu kayıtlarında işlem yapılırken dahi bu işlem satış olarak gösterilmiştir. Mal ayrılığı sözleşmesine bu husus bilahare yazılmıştır. Mal ayrılığı sözleşmesinde kişisel mal olduğundan, davalı Gökhan'ın hak talebi olmadığı belirtilmiştir.

6.İddia eden iddiasını ispatla mükelleftir karinesi gereğince davalı, iddia ettiği hiçbir hususu ispat edemeyecek durumdadır. Katkıda bulunduğunu iddia eden davalının, iddia ettiği hususları ispatlaması gerekmektedir.

Müvekkilimiz, davalının sigortasını yapmıştır. Davalı buna rağmen eczaneye sadece ayda bir nöbet olduğunda gelmiştir. Geldiğinde ise davalı misafir gibi çay, kahve içmiştir. Müvekkil ise düşünceli davranarak sırf eşi mağdur olmasın, sağlık hizmetlerinden faydalanabilsin diye eşini sigortalı olarak göstermiştir. Müvekkil, davalının maaşını eksiksiz olarak ödemiştir. Müvekkil eşi olduğu için davalının maaşını kimi zaman elden ödemiştir, kimi zaman hesabına göndermiştir. Müvekkil, davalının maaşını her daim eksiksiz olarak ödemiştir.

Bunlara rağmen davalı, müvekkilimizi bir eş olarak görmemiş ve müvekkilin eczanesi için yaptığı ufak harcamaları ise tekrar müvekkilden istemiştir. Çaresiz müvekkilimiz ise hepsini davalıya geri ödemiştir.

7.Müvekkil, davalı toplum içerisinde rencide olmasın diye davalıya ek kart çıkartmıştır. Zira müvekkil, davalının toplum içerisinde bir cafeye gidildiği zaman hesabı müvekkil ödediği zaman mahcup olmasını istememiştir. Yine müvekkil, davalının çocuk bir şey istediği zaman gelirken çocuğa mahcup hissetmeden rahatça bir şey alabilmesini arzu etmiştir. Ek kartların dökümleri Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır. Zaten tüm giderler, müvekkilim tarafından karşılanmıştır.

8.Evlilik birliği devam ederken davalı, sürekli müvekkile ''************** hissesi bana ait'' demiştir. Hayatın olağan akışında evli çiftlerin tapuya gidip de eşinin mal varlığını sorgulaması mümkün değildir. Müvekkilimiz de davalının beyanlarına itimat etmiştir.

9.Davalı, evlilik birliği içinde ve mal ayrılığı sözleşmesinden öncesinde Talas'ta daire alımı girişiminde bulunulduğunu beyan etmiştir. Davalının kendisinin de ikrar ettiği gibi DAİRE ALIMI GİRİŞİMİDİR. Daire alınamamıştır. Daire alımı için 150 bin TL'ye anlaşılmış, önden yalnızca 50 bin TL ödenmiştir. Bu dairesi de arsa olayı çözülemediği için hiçbir zaman teslim edilememiştir. Talas Mevlana Mahallesinde o dönemde en lüks ve bitmiş dairelerin fiyatı bile 200 bin TL iken bu dairenin 350 bin TL olması mümkün değildir. Ayrıca 150 bin TL'ye anlaşıldığına ilişkin müvekkilin elinde sözleşme bulunmaktadır. Önden sadece 50 bin TL ödeme yapıldığına ilişkin ise dekont bulunmaktadır. Müvekkil ön ödeme yaptığı 50 bin TL'yi dahi değeri kaybolmuş şekilde geri alabilmiştir. Olmayan bir şeyin katılma alacağının talebi de mümkün olamaz.

HUKUKİ SEBEP : TMK, TBK, HMK ve sair her türlü mevzuat

HUKUKİ DELİL : Vasiyetname, dekontlar, banka kayıtları, kredi kartı ekstreleri, SGK kayıtları, KAYSERİ 7.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ 2024/** E. Sayılı dosya, Kayseri 9.Aile Mahkemesi tanık beyanları, bilirkişi, keşif, yemin vs her türlü delil

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda açıklanan ve re’sen öngörülecek nedenlerle evlilik birliği içerisinde alınan davalı adına kayıtlı tüm taşınır- taşınmazları bilemediğimizden mahkemenizce bunun tespitinin yapılarak tedbir konulmasına, açmış olduğumuz davanın kabulüne karşı tarafın açmış olduğu davanın reddine,

A- Mahkemeniz tarafından, evlilik birliği içerisinde satın alınan, davalı tarafından mal kaçırmak için ivedi bir şekilde satılmaya çalışılan ve dava konusu yaptığımız davalının üzerine kayıtlı ********** plakalı 2013 model BMW Sedan marka otomobil üzerine 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için teminat alınmaksızın ihtiyati tedbir konulmasına,

B- Gelir İdaresi Başkanlığı Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığına ve Kayseri Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı adına kayıtlı tüm menkul- gayrimenkul ve araçların 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için teminat alınmaksızın ihtiyati tedbir konulmasına,

C- Bankalara müzekkere yazılarak, davacıya ait şahsi malları ve katılma alacağı haklarının bir kısmı davalı tarafından 3. kişilere satıldığından davacının şahsi alacağı ve katılma alacağının davalı tarafından davacıdan kaçırılmaması için davalıya ait bütün banka hesaplarına bloke konulmasına,

D- Evlilik birliği içindeki menkul- gayrimenkul malların tasfiyesine ve malların edinilmiş mallara katılma mal rejimine göre paylaştırılmasına, (değerini tam olarak bilmemiz mümkün olmadığından uzman bilirkişiler tarafından keşif yapılıp rapor hazırlandığında talep arttırım dilekçesi ile arttırmak üzere) HMK.m.107 kapsamında şimdilik 1.000,00 TL tutarındaki artık değere katılma alacağı, değer artış payı alacağı ve kişisel mallarının bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

E- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.