Mal Tasfiyesi Davası Cevap Dilekçesi Örneği

KAYSERİ 3. AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO : 2024/**** E.

DAVACI :

VEKİLİ : Av. Gizem Gül UZUN

                                                                          Sahabiye Mah., Teoman Sk., Avukatlar İş Hanı, Bina No:9, Kat:5, Daire No:501, Kocasinan/ KAYSERİ

DAVALI :

VEKİLİ :

KONU : Davaya cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçemizin sunumu hakkındaki dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :

Müvekkil ile davalı, 08/08/2013 tarihinde tanışmışlardır. Taraflar, 2 yıllık sözlülük ve nişanlılık döneminin ardından 08/08/2015 tarihinde evlenmişlerdir. Tarafların bu evlilikten, 25/06/2018 doğum tarihli********* isimli müşterek kız çocukları bulunmaktadır.

Davalının evlilikteki ağır kusurlu davranışları sebebiyle bu evlilik, müvekkilim için çekilmez hale gelmiş olup; işbu evliliğin devamında hukuki bir yarar bulunmadığından ötürü tarafımızca Kayseri 9. Aile Mahkemesinin 2023/**** Esas sayılı dosyasında "Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması" sebebiyle çekişmeli boşanma davası açılmıştır.

Tarafımızca açılmış olan boşanma davasının celbini talep ederiz. Bu dosyanın celbi sağlandığında açıkça görülecektir ki davalı, müvekkilimizin hayatına kast etmiştir. Bilahare belirtmek istediğimiz husus davalı, müvekkilin boğazına bıçak dayamış ve müvekkili öldürmeye çalışmıştır. Tarafların müşterek çocuğu dahi karakolda vermiş olduğu ifadede babasının, annesini dövdüğünü ve öldürmeye çalıştığını beyan etmiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere hayata kast nedeniyle boşanma durumunda karşı tarafın katılma alacağı kaldırılmaktadır veyahut azaltılmaktadır. Davalı, müvekkilin hayatına kast etmiştir. Bu iddiamız boşanma davasında da ileri sürülmüştür. Ayrıca tarafların müşterek çocukları dahi karakolda vermiş olduğu ifadede babasının, annesinin hayatına kast ettiğini beyan etmiştir. Yine müvekkilimiz, davalı aleyhinde eşe karşı yaralama suçundan suç duyurusunda bulunmuştur. Davalı, müvekkilin boğazına bıçak dayayarak müvekkilin hayatına açıkça kast etmiştir. Davalının, bu evlilikte hiçbir şeye katkısı olmamıştır. Ancak katkısı olmuş olduğu varsayımında dahi davalının katılma alacağı hayata kast nedeniyle kaldırılmalıdır.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, taraflar arasında Kayseri 9. Aile Mahkemesinin 2023/**** Esas sayılı dosyasında derdest boşanma davası bulunmaktadır. Tarafların boşanma davası halen dilekçelerin teatisi aşamasındadır. Her ne kadar mal rejiminin tasfiyesine ilişkin işbu davanın görülebilmesi için tarafımızca açılan boşanma davasının görülmüş ve kesinleşmiş olması gerekmekte ise de uygulamada çok sık şekilde görüldüğü gibi davalının, müvekkilin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacaklarına kavuşmasını engellemek için mal kaçırmaması ve müvekkilin olası hak kayıplarının gündeme gelmemesi bakımından derdest boşanma davası sürerken, mal rejiminden kaynaklanan tasfiye konulu işbu davanın görülmesinde hukuki yarar bulunmaktadır.

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere boşanma davası devam ederken, mal paylaşımı davası da açılabilmektedir. Çünkü uygulamada bilahare de çekişmeli boşanma davalarında eşlerden biri diğerinden mal kaçırabilmektedir. Boşanma davasından ayrı mal paylaşımı davası görülebilmektedir. Dolayısıyla davanın açılmasında hukuki yarar kesinlikle bulunmaktadır.

Davalı, vermiş olduğu davaya cevap ve karşı dava sunumu hakkındaki dilekçesinde, tarafların 2015 tarihindeki evlilik süreçlerinden sonra evliliklerinde birtakım sorunlar yaşadıklarını ve 23/03/2020 tarihinde yasal mal rejimi olan "edinilmiş mallara katılma rejimi"ni sona erdirerek, "mal ayrılığı rejimi"ne geçiş yaptıklarını belirtmiştir. Davalı, tarafımızca Sayın Mahkemenizde açılan mal rejiminin tasfiyesi konulu davada taraflar arasında kabul edilmiş olan mal ayrılığı sözleşmesi göz önünde bulundurulmayarak haksız şekilde talepte bulunduğumuzu ileri sürmüştür. Ancak Sayın Mahkemenize de

bilindiği üzere mal ayrılığı sözleşmesi yapılmadan önce edinilen tüm mallar edinilmiş mal sayılmaktadır.

Davalı- karşı davacı ilerleyen beyanlarında, takı ve ziynetlerin bozdurulması ve davalı- karşı davacının da katkı sağlamak suretiyle müvekkilin önce Ford Fiesta marka aracı satın aldığını, daha sonra ise müvekkilin arabayı değiştirerek Polo marka araç aldığını, akabinde bu aracı da satarak BMW marka ve 2014 model araç satın aldığını, müvekkilin bu aracı da satarak Kasım 2020 tarihinde Peugeot 2008 marka, 38 NR **** plaka sayılı aracı aldığını belirtmiş ve araç alım ve değişimleri sırasında bir kısım ziynetlerin satıldığını ve davalı- karşı davacı tarafından alım/ satım farkı ödendiğini haksız şekilde ileri sürmüştür.

Davalı- karşı davacı, her ne kadar müvekkilin almış olduğu araçlara ziynet eşyalarının bozulması ile beraber kendisinin de katkıda bulunduğunu ileri sürmüşse de davalı- karşı davacının bu iddiaları yerinde değildir. Şöyle ki;

Müvekkilin almış olduğu hiçbir araçta davalı- karşı davacının herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Nitekim davalı- karşı davacı, müvekkile araç alımı için katkı sağlamak şöyle dursun; evlilik birliği içinde kazandığı gelirini ve satın almış olduğu taşınır- taşınmaz her türlü malvarlığı konusunda müvekkili habersiz bırakmıştır. Yine davalı- karşı davacının müvekkilden mal kaçırmak amacıyla sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malları üçüncü kişilere devrettiğini düşünmekteyiz. Davalının hangi tarihte devir işlemlerini gerçekleştirdiğinin sorgusunun yapılmasını talep ederiz. Ne tesadüftür ki davalının üzerine kayıtlı mal varlığı bulunamamıştır. Ancak davalının ******** Optik ve ******* Optik'e sahip olduğu aşikardır. Davalı, boşanma davasının açılacağını bildiğinden gizli gizli mal kaçırmıştır.

Ayrıca müvekkil, aracı ziynet eşyaları ile almıştır. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere düğünde takılan takılar kim tarafından takılmış olursa olsun ve kimin üzerine takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılmaktadır. Yine Yargıtayın başka kararında ise düğünde takılan takılar ile ev veyahut araba alınması halinde erkek, bu takıların geri verilmemek üzere verildiğini ispat edemediği takdirde ziynet eşyalarının bedelini ödemelidir. Bahse konu araçta davalının katılma alacağı yoktur. Çünkü zaten araç ziynet eşyaları ile alınmıştır.

28.11.2019 tarihinde müvekkil maalesef ki bir müteahhit tarafından dolandırılmıştır. Talas'ta ev satacağını beyan eden bir müteahhit o zaman parasıyla 150 bin liraya ev satacağını beyan etmiştir. Müvekkilden başlangıç olarak 50 bin lira istemiştir. Müvekkil de 50 bin lira göndermiştir ancak hiçbir zaman ev inşa edilmemiştir. Müvekkilimiz, müteahhitle yalnızca sözde konuşmuştur. Ancak müteahhit hiçbir zaman ev inşa etmemiş ve ev teslim etmemiştir. 2021 yılında teslim edileceği vaat edilen ev hiçbir zaman teslim edilmemiştir. Davalı da bu hususu çok iyi bildiği halde yargılama içerisinde haksız menfaat elde etmek amacıyla mesnetsiz iddialarda bulunmaktadır. Sayın Mahkemenize 50 bin lira ödeme yapıldığına dair dekont sunulacaktır. Yine tapu kayıtlarından sorgulama yapıldığında müvekkilin Kayseri Talas'ta evinin olmadığı görülecektir. Davalı, olmayan evin parasını istemektedir.

Tarafımızca Sayın Mahkemenizde mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava dilekçemizde davalı- karşı davacının tüm taşınır ve taşınmaz mallarının tespiti, devir olgusu var ise bunun hangi tarihlerde kimin üzerine geçirildiğinin tespiti ve davalı- karşı davacıya ait tüm taşınır- taşınmaz mallara ve banka hesaplarına bloke ve ihtiyati tedbir konulmasına yönelik taleplerimiz daha önce Sayın Mahkemenize iletilmişti.

Davalı- karşı davacı, evlilik sürecinde evin geçimini müvekkile yıkmıştır. Davalı- karşı davacı, ne evin yeme- içme, fatura gibi giderlerine katılmadığı gibi; müşterek çocuğun özel okul masrafları gibi eğitim ve kırtasiye masraflarını hatta ve hatta oyuncak masraflarını dahi karşılamamıştır. Davalı- karşı davacı, müvekkile ait kredi kartının ek kartını kendi cebinde bulundurmuş ve harcamalarını bu karttan sağlamıştır. Davalı- karşı davacının belirttiğimiz koşullarda, müvekkile ait araç ve taşınmazların alımında katkı sağlamış olduğu kabul edilemez.

Yine davalı- karşı davacı, cevap dilekçesinin devamında müvekkilin 2022 yılında Kayseri İli, Melikgazi *********** Mahallesindeki N Tepe konutlarındaki, tarafların aile konutu olarak yaşamlarını sürdürmüş oldukları ve müvekkilin adına kayıtlı olan taşınmazdan bahsetmiştir. Ancak Sayın Mahkemenizce de görüleceği üzere tarafların Kayseri 13. Noterliğinde akdetmiş oldukları mal ayrılığı sözleşmesi 23/03/2020 tarihinde akdedilmiş olup; işbu mal ayrılığı sözleşmesine göre davalının, müvekkil adına kayıtlı olan taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde miras ve boşanma sebebiyle gündeme gelebilecek olası bir hakkının var olmadığı kabul edilmiştir.

Yine davalı, cevap dilekçesinde müvekkilin Kayseri İli, Talas İlçesinde inşaat halinde bulunan binadan taşınmaz aldığını ifade etmiştir. İlgili taşınmazın inşaat halinde olması sebebiyle de henüz tapusunun var olmadığını belirtmiştir. İlgili taşınmaz, mal ayrılığı sözleşmesinden sonra müvekkilim tarafından alınmış olup; en kötü varsayımda mal ayrılığı sözleşmesinden önce dahi alınmış olduğu kabul edilecek olsa dahi davalı- karşı davacının, müvekkilin üzerine kayıtlı bulunan hiçbir taşınır ve taşınmaz mal üzerinde katılması bulunmadığından ötürü davalı- karşı davacının müvekkile ait hiçbir taşınır ve taşınmaz mal üzerinde herhangi bir katılma alacağı bulunmamaktadır.

Davalı, kendisine ait bulunan BMW marka aracın 2014 yılında yani taraflar evlenmeden önceki bir tarihte alındığını iddia etmiş ve bu araca ihtiyati tedbir konulmasının mümkün olmadığını ifade etmiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere boşanma aşamasında tarafların birbirlerinden mal kaçırma için olası bir tasarruf işleminde bulunabileceğinin kabulü gerekmektedir. Bu sebeple de kendisi aleyhine mal kaçırılan tarafın, mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak ve haklarının tehlikeye girmemesi için yargılama sonuna kadar karşı tarafın sahip olduğu tüm taşınır- taşınmaz mallarının üzerinde ihtiyati tedbir kurulmasında hukuki yarar bulunmaktadır.

Davalı- karşı davacı, ilerleyen beyanlarında kendi üzerine ait 2 dükkan bulunmadığını haksız şekilde belirtmiştir. Zira davalı- karşı davacının "********* Optik" ve "********* Optik" isimli 2 optik dükkanı vardır ve davalı- karşı davacı, bu optik dükkanlarından yüksek miktarda gelir iktisap etmektedir. Davalı- karşı davacı, sadece bir dükkanda hisse sahibi olduğunu, bu hissesini de satarak müvekkile ait bulunan dairenin alımı için para katkısında bulunduğunu haksız şekilde iddia etmiştir.

Davalı- karşı davacı, müvekkile ait hiçbir taşınır ve taşınmaz malın alınmasında katkı sağlamamıştır. Sayın Mahkemenizden davalı- karşı davacının üzerine kayıtlı bulunan tüm taşınır ve taşınmaz malların tespitinin yapılmasını; davalı- karşı davacının sahip olduğu 2 optik dükkanı üzerinde üçüncü kişilere devir şeklinde herhangi bir tasarruf işlemi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin tespitinin yapılmasını talep ederiz.

Davalı, cevap dilekçesinde önce Yargıtay'ın kabulü üzere mal ayrılığı sözleşmesinin öncesi için hüküm ifade etmeyeceğini belirtmiş; sonra ise müvekkilimizin davalı- karşı davacının alıp sattığı ve davalı- karşı davacının ailesine ait gayrimenkuller üzerinde hak iddia edemeyeceğini çelişkili bir biçimde ifade etmiştir. Şöyle ki;

Davalı- karşı davacının ifade ettiği gibi mal ayrılığı sözleşmesinin öncesi için hüküm ifade etmeyeceği kabul edilirse, davalı- karşı davacının yapmış olduğu alım- satım ve devir şeklindeki tasarruf işlemleri mal ayrılığı sözleşmesinden önce ve tarafların edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olmasından ötürü gerçekleştirildiğinden; müvekkilin, davalı- karşı davacının üzerinde tasarruf işlemi gerçekleştirdiği mallar üzerindeki katılma alacağı hakkı devam etmektedir.

İşbu sebeple Sayın Mahkemenizden davalı- karşı davacının sahip olduğu tüm taşınır ve taşınmaz mallar ile banka hesaplarına bloke konulmasına ilişkin ileri sürmüş olduğumuz ihtiyati tedbirin konulmasına, eğer Sayın Mahkemeniz tarafından ihtiyati tedbir konulmuşsa da; bu ihtiyati tedbirin devamlılığına karar verilmesini talep ederiz.

Davalı- karşı davacı, Yargıtay kararları uyarınca mal ayrılığı rejiminin kabul edilmesiyle birlikte bu rejimin geçmişe dönük olarak hüküm ifade etmeyeceğini; bu sebeple de davalı- karşı davacının müvekkilin üzerine kayıtlı bulunan Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Yıldırım Beyazıt Mahallesi, ****** ************ nolu dairenin değerinin yarısı üzerinde katılma alacağının halen devam ettiğini haksız şekilde belirtmiştir.

Müvekkilin babası, vasiyetname düzenleyerek müvekkilin üzerine kayıtlı olacak şekilde ev vermiştir. Ancak vasiyetnamede de açıkça yazmaktadır ki bu ev, müvekkile müvekkilin kendi annesinin ve babasının oturması şartıyla verilmiştir. Müvekkilin babası, bu evi müvekkile; müvekkilin ticari hayatını kolaylaştırması için vermiştir. Müvekkilin ailesi bu evi ÖLENE KADAR KENDİLERİNİN YAŞAMASI ŞARTIYLA VERMİŞTİR. Vasiyetname ektedir.

Müvekkilin babasının ************** Melikgazi/Kayseri adresinde bulunan taşınmaz 2014 yılında satılmıştır. Müvekkilin babası bu evin satımından elde ettiği parayı kendisine ait Halk Bankası hesabına yatırmıştır. Bu süreçten sonra dolar ve euro artmıştır. Bankadaki para değer kazanmıştır. Ardından müvekkilin babası, kendisine ait emeklilik parasını da eklemiştir. Yine müvekkilin annesi de TR290001002690********* ıban nolu Ziraat Bankası, ********* isimli hesabı bulunmaktadır. Müvekkilin annesi de ev alınırken kendi birikimini ortaya koymuştur. Müvekkilin babasının 33 yıllık iş hayatının emeği, müvekkilin annesinin birikimi ve müvekkilin kök ailesinin sattığı evin bedelin hepsiyle 2018 yılında ev alınmıştır. Kısaca müvekkilimize alınan ev müvekkilin ailesinin birikimiyle alınmıştır ve müvekkilin kök ailesinin oturması şartıyla alınmıştır. Davalı haksız bir şekilde kişisel mal ile alınan evden hak iddia etmeye çalışmaktadır. Davalı kendisi de çok iyi bilmektedir ki bu evin tamamı kişisel maldır. Tüm bu hususlar tanık beyanlarıyla ve belgelerle ispat edilecektir.

İşbu daire, müvekkilim tarafından davalı- karşı davacının hiçbir katkısı olmaksızın alınmış olup; işbu daire aile konutu niteliğinde de değildir. İşbu sebeple bu daire, müvekkilin kişisel malı sayılmakta olduğundan; davalı- karşı davacının bu dairenin değerinin yarısı üzerinde katılma alacağı hakkı bulunmamaktadır.

Davalı- karşı davacı, işletmekte olduğu optik dükkanının gelir ve gideri arasında fark olduğunu, giderlerinin gelirlerini aştığını, bu farkı kapatmaya çalıştığını haksız şekilde belirtmekte; davalı- karşı davacı, kendisini Sayın Mahkemeniz nezdinde müvekkilin mal rejiminin tasfiyesinden doğan haklarını karşılayamayacak ölçüde ekonomik olarak güçsüz göstermeye çalışmaktadır. Sayın Mahkemenizden davalı- karşı davacının haksız iddia ve savunmalarına itibar edilmemesini talep ederiz.

İşbu sebeple de Sayın Mahkemenizden haklı davamızın kabulüne ve davalı- karşı davacının tüm taşınır ve taşınmaz mallarına ihtiyati tedbir; banka hesaplarına ise bloke konulmasını, eğer Sayın Mahkemeniz tarafından davalı- karşı davacının taşınır ve taşınmazlarına ihtiyati tedbir ve banka hesaplarına bloke konulmuşsa; devamlılığını talep ederiz.

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda arz ve izah olunan ve Sayın Mahkemenizce re'sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle,

Tarafımızca müvekkilin, mal ayrılığı sözleşmesinden önce sahip olduğu mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan edinilmiş mallara katılma alacağı, değer artış payı alacağı ve katkı payı alacaklarının tahsili konusundaki davamızın kabulüne,

Mal ayrılığı sözleşmesinden sonra, davalı- karşı davacının mal ayrılığı sözleşmesinden önce alınmış olan taşınır ve taşınmaz malları devretmiş olma ihtimaline karşı Gelir İdaresi Başkanlığı Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığına ve Kayseri Emniyet Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı- karşı davacı adına kayıtlı bulunan tüm menkul ve araçların tespitinin yapılmasına ve teminatsız şekilde ihtiyati tedbir konulmasına,

Davalı- karşı davacıya ait bulunan tüm taşınmaz malların tespitinin yapılmak üzere gerekli yerlere müzekkere yazılarak, davalı- karşı davacının taşınmaz mallar üzerinde üçüncü kişilere devir ve temlik yapıp yapmadığının tespitine ve akabinde tüm taşınmaz mallara teminatsız şekilde ihtiyati tedbir konulmasına,

Müvekkilin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan haklarının tehlikeye girmemesi adına davalı- karşı davacıya ait tüm banka hesaplarına bloke konulmasına,

Sayın Mahkemeniz tarafından davalı- karşı davacıya ait taşınır, taşınmaz mal ve banka hesaplarına ihtiyati tedbir ve bloke konulmuşsa, davalı- karşı davacının haksız talebi reddedilerek bloke ve ihtiyati tedbir işlemlerinin devamlılığına,

Evlilik birliği içindeki menkul- gayrimenkul malların tasfiyesine ve malların edinilmiş mallara katılma mal rejimine göre paylaştırılmasına, (değerini tam olarak bilmemiz mümkün olmadığından ötürü uzman bilirkişiler tarafından keşif yapılıp rapor hazırlandığında talep artırım dilekçesi ile artırmak üzere) HMK m.107 kapsamında şimdilik 1.000,00 TL tutarındaki artık değere katılma alacağı, değer artış payı alacağı ve kişisel malların bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Haksız karşı davanın reddine ve yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. 23/01/2024

                                                                                                         DAVACI- KARŞI DAVALI VEKİLİ

                                                                                                                    Av. Gizem Gül UZUN