Kişisel İlişkinin Kaldırılması Ve Kısıtlanması Talebi

                                      KAYSERİ 5. AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO : 2023/10** E.

TALEPTE BULUNAN

DAVACI :

VEKİLİ : Av. Gizem Gül UZUN

                                                                        Sahabiye Mah., Teoman Sk., Avukatlar İş Hanı, Bina No:9, Kat:5, Daire No:501, Kocasinan/ KAYSERİ

DAVALI :

VEKİLİ :

KONU : Sayın Mahkemeniz tarafından müşterek çocuk ****** ile davalı arasında kişisel ilişkinin kurulması kararının kaldırılmasına, Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise azaltılmasına ilişkin talebimizi içerir dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :

Taraflar arasında, Sayın Mahkemenizin yukarıda esas numarası belirtili olan dosyası kapsamında derdest boşanma davası bulunmaktadır. İşbu derdest boşanma davasında taraflar arasında bulunan uyuşmazlık türlerinden biri de 10/10/2015 doğumlu müşterek çocuk *********'ın velayetidir.

İşbu boşanma yargılaması sırasında müşterek çocuğun geçici velayetinin kime ait olacağına ilişkin karar verilmek üzere Sayın Mahkemenizce uzman sosyal hizmet uzmanından SİR raporu hazırlaması talep edilmiş olup; 06/12/2023 tarihinde hazırlanan SİR raporu neticesinde,

Müşterek çocuğun, devam eden işbu boşanma yargılaması sırasındaki geçici velayeti müvekkilimin üzerine bırakılmış olup; davalı tarafın müşterek çocukla kişisel ilişki kurmasına karar verilmiştir.

Müvekkilim, Sayın Mahkemenizin takdir etmiş olduğu sıklıkta ve zaman aralığında müşterek çocuğun davalı ile kişisel ilişki kurmasını sağlamıştır. Müvekkil, bu süreçte her ne kadar davalı ile boşanma aşamasında olup, evlilik birliğini sonlandırma sürecinde olsa da; müvekkilim, müşterek çocuğun babasıyla olan kişisel ilişkisini sürdürmesinin, gelişimi, psikolojik sağlığı açısından ne denli önemli olduğunun bilincindedir.

Bu süreçte müşterek çocuk, sorunsuz bir şekilde davalıya ait konuta giderek babasını görmüş; onunla kişisel ilişkisini sürdürmüştür. Ancak müşterek çocuk, davalının evinden, müvekkille ortak yaşadığı eve geldiğinde, davalı ile arasında geçen diyalogları müvekkilime anlatmıştır.

Davalı, kişisel ilişki sırasında müşterek çocuğa birçok olumsuz beyanda bulunmuş ve bu sebeple de müşterek çocuğun psikolojisinde görünür anlamda olumsuz bir etki meydana gelmiştir. Şöyle ki;

Davalı, müşterek çocuk kendisini ziyaret ettiği esnalarda, müşterek çocuğa müvekkilim ve ailesi hakkında sık sık olumsuz beyanlarda bulunmuştur. Davalı, müşterek çocuğa;

"Oğlum, annen, dayın, anneannen, yengen, onların hepsi hırsız. Annen evden giderken evi soyup gitti, ne varsa aldı." şeklinde beyanlarda bulunmaktadır.

Müşterek çocuk, davalının evinden, müvekkile yaşadığı eve her geldiğinde annesine;

"Anne, sen hırsız mısın? babamın evinden neden eşya çaldın?" demektedir. Müvekkil, defalarca kez müşterek çocuğa evden giderlerken herhangi bir eşya almadıklarını, öyle ki müşterek çocuk ile müvekkilin her ikisinin de birçok eşyasının halen davalının konutunda bulunduğunu, davalının öfke ile bunları söylediğini, aldırmaması gerektiğini, müvekkilin kendisinin utanılacak herhangi bir şey yapmadığını açıklamaya çalışmıştır.

Ne yazık ki müşterek çocuk, davalının bu haksız ve müşterek çocuğun psikolojisini hiçe sayan söylemleri sebebiyle müvekkille yaşadığı konuta fazlasıyla durgun ve düşünceli gelmektedir. Davalı, işbu boşanma yargılaması sürecinde müvekkile beslediği kin ve husumetini yansıtmak için ne yazık ki müşterek çocuğun psikolojisini istismar etme yoluna gitmiştir.

Yaşanan bu olay müvekkilim tarafından sineye çekilmiş olup; müşterek çocuğun davalıyla olan bağını koparmaması adına olumlu söylemler ile geçiştirilmiştir. Zira müvekkilim, davalının, müvekkilim hakkındaki söylemlerine karşılık her defasında müşterek çocuğa;

"O senin baban. Ben ondan boşansam da sen ondan boşanmıyorsun. O hep senin baban olarak kalacak. Sen bunları ciddiye alma."

Demiştir. Ancak yaşanan son olay adeta bardağı taşıran son damla olmuştur. Zira müşterek çocuk, yine davalının evine gittiği sırada davalı, müşterek çocuğa evinde saklamış olduğu job cismini göstermiş; resmen bir tiyatro etkinliği sergilercesine jobu iki eliyle tutup havaya kaldırarak müşterek çocuğa;

"Annen bu eve gelirse onu bu job ile öldüreceğim, kafasını bununla yaracağım."

Demiştir. Müşterek çocuk, müvekkille yaşadığı eve geldiğinde titremiş ve müvekkilime sarılarak;

"Anne ben seni çok seviyorum. Ölmeni istemiyorum. Babam seni öldürecek, sakın o eve gitme."

Diyerek ağlamıştır. Müşterek çocuk, davalının söylemleri sebebiyle uzunca bir süre titremiş ve ağlama nöbetleri geçirmiştir. Müvekkil, müşterek çocuğu zar zor sakinleştirmiş ve davalının evine asla uğramayacağı, kendisine bir şey olmayacağı yönünde söylemleriyle müşterek çocuğu ikna etmiştir. Müşterek çocuk, o gece müvekkilime sarılarak uyumuştur.

Davalının bu söylemi, artık müvekkilim için bardağı taşıran son damla olmuştur. Sayın Mahkemenizce de görüleceği üzere davalı, küçük yaştaki bir çocukla bırakın velayet gibi kalıcı bir ilişkiyi, kişisel ilişki gibi sınırlı zamanlarda dahi vakit geçirebilecek sağlıklı ruh haline sahip değildir.

Müşterek çocuk, davalıdan korktuğundan ötürü, davalının müvekkilim hakkındaki söylemlerine sessiz kalmaktadır. Ancak müşterek çocuğun, bir gün müvekkilimi savunmak üzere cümle sarf etmesi ihtimalinde davalının, müvekkile duyduğu kin ve öfkeyi müşterek çocuğa da yöneltebileceği şüphesi tarafımızı oldukça korkutmaktadır.

Gerçekten de 4721 sayılı TMK'nın kişisel ilişkiyi düzenleyen hükümleri uyarınca;

 Çocuk ile kişisel ilişki

I. Ana ve baba ile

1. Kural

Madde 323- Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine

bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.

2. Sınırları

Madde 324- Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten,

çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür.

Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını

birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak

ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya

kendilerinden alınabilir.

(Ek üçüncü fıkra:24/11/2021-7343/38 md.) Velayet kendisine bırakılan ana veya baba,

kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerini yerine getirmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak

kaydıyla velayet değiştirilebilir. Bu husus kişisel ilişki kurulmasına dair kararda taraflara ihtar

edilir.

Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Yine kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklere aykırı olarak kullanır veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler veya diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir denilmiştir.

Davalının bu söylemlerinin, müşterek çocuğun huzurunu ciddi anlamda zedelediği, yine bu söylemlerin müşterek çocuğun eğitim ve gelişimine açıkça olumsuz yönde etkide bulunduğu tartışmasızdır.

Yine müvekkil, işbu boşanma yargılaması süreci boyunca davalının zarar verici davranışlarına maruz kalmamak için davalı hakkında uzaklaştırma karar almıştır. Müvekkil, davalının müşterek çocuğa söylemlerinin üzerine uzaklaştırma kararının süresinin biteceği tarih olan 17/01/2024 tarihinde uzaklaştırma talebinin süresinin uzatılması bakımından gerekli mercilere talepte bulunacaktır.

İşbu sebeple, bu süreçte müşterek çocuğun da daha fazla zarar görmesinin önüne geçebilmek adına Sayın Mahkemenizden öncelikle davalı ile müşterek çocuk arasında kurulmuş olan kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesini; Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olacak olursa da kişisel ilişkinin azaltılmasına karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz.

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda arz ve izah olunan ve Sayın Mahkemenizce re'sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle,

Davalı ile müşterek çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin öncelikle kaldırılmasına,

Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olacak olursa kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına ya da polis nezaretinde görüş sağlanmasına ya da başkaca bir tedbir alınmasına, kısaca davalı ile müşterek çocuk arasında kurulmuş olan kişisel ilişkinin yeniden tesis edilmesine,

Yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline,

Karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. 16/01/2024

                                                                                                 TALEPTE BULUNAN DAVACI VEKİLİ

                                                                                                                  Av. Gizem Gül UZUN