Boşanma Davası Nasıl Açılır?

                                      DİYARBAKIR AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI : 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun

DAVALI : 

KONU : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma dava dilekçemizdir. Velayet, tazminat ve nafaka taleplerimizi içerir.

AÇIKLAMALAR :

Müvekkilim ile davalı 16.06.2021 tarihinde resmi nikah akitlerini gerçekleştirmişlerdir. Tarafların düğünü ise 21.08.2023 tarihinde gerçeklemiştir. Tarafların 05.12.2022 doğumlu 37745******* kimlik numaralı Almila ***** isimli müşterek çocukları bulunmaktadır. Ancak davalının eylemleri yüzünden işbu evlilik çekilmez hale gelmiş olup, tarafımızca boşanma davası açma zorunluluğu hasıl olmuştur.

DAVALI, EVLİ BİR BİREY OLDUĞUNUN BİLİNCİNE HİÇBİR ZAMAN VARAMAMIŞTIR. DAVALI, ANNESİNE BAĞLI DEĞİL BAĞIMLI KİŞİLİK YAPISINA SAHİPTİR. BU SEBEPTEN ÖTÜRÜ DE DAVALI, AİLESİNİN EVLİLİK BİRLİĞİNE OLAN ÇİRKİN MÜDAHALELERİNE SESSİZ KALMIŞTIR.

Davalının aklı her daim kendi kök ailesinde olmuştur. Davalı, evli bir birey olduğunun bilincine hiçbir zaman varamamıştır. Tarafların evini dışarıdan davalının kök ailesi yönetmiştir ve davalının kök ailesi müdahaleleriyle tarafları huzursuz etmiştir.

Bir gün davalı, müvekkile ''Eskişehir'den aldığımız evi satacağım, Diyarbakır'dan ev alacağım ama lojman çıksın diye Diyarbakır'dan alacağım evi babamın üzerine geçireceğim'' demiştir. Müvekkil ise davalıya ''Hayatım bizim de bir evladımız var, yarın öbür gün bize bir şey olursa çocuğumuza ev kalır'' demiştir. Davalı bunun üzerine kendisini odaya kilitlemiştir. Ardından ise ''O kadar sinirliyim ki silahımı sakladım, seni öldürmeyi düşündüm, belki de seni öldürürüm'' demiştir. Davalı, polis; müvekkil ise hemşiredir. Taraflar evlendikten sonra Eskişehir'den ev almışlardır. Ancak davalı, müvekkili silahla öldürmekle tehdit etmiştir. Suç duyurusunda bulunma hakkımız saklıdır.

Ayrıca sözde çocuk bakma bahanesiyle davalının annesi ve babası, tarafların aile konutunda oturmaya devam etmiş, tarafların herhangi bir özeli kalmamıştır.

DAVALI, KENDİSİNİ BRAD PİTT ZANNETMİŞ VE MÜVEKKİLİMİ AŞAĞILAYARAK MÜVEKKİLİM İLE DALGA GEÇMİŞTİR.

4.09.2022 tarihinde müvekkilimiz yaklaşık olarak beş ila altı aylık hamileyken müvekkilimiz hamile olmasından ötürü o dönem lazer epilasyona gidememiştir. Müvekkilimizin çenesinin kıllandığını gören davalı, müvekkilimize ''Senden tiksiniyorum, şu tipine bir bak, sakalların çıkmış, sabahları erekte şekilde uyanıyorum, seni görünce tiksiniyorum, soğuyorum'' demiştir. Sonrasında ise davalı, müvekkili incitmeye devam etmiş ve bu sefer de ''Allahım ben kimi kınadım da bana böyle çirkin birini verdin'' demiştir.

Yine davalı, hamilelik döneminde müvekkilin kilosuyla ve saçıyla dalga geçmiştir ve müvekkili aşağılamıştır.

Davalı, tarafların evlilik birliği boyunca müvekkile kendi kız kardeşi Fatma'yı yani müvekkilin görümcesini örnek göstermiştir. Davalı, müvekkile ''Fatma gibi güzel ol, Fatma gibi bakımlı ol, bir Fatma'ya bak, bir de sana bak'' demiştir. Müvekkilimiz de bir gün davalıya ''Halit yeter, bana kız kardeşini örnek verme'' demiştir. Bunun üzerine davalı Halit, gereksiz yere sinirlenip masadaki her şeyi devirmiştir. Çaresiz müvekkilimiz ise hamile haliyle yine devrilen masayı ve üzerindekileri tek başına toplamıştır. Davalı da daha da haddini aşmış ve müvekkile ''Senin hak ettiğin dayak ama ben de onu şimdi yapmayacağım neyse'' demiştir.

DAVALI, MÜVEKKİLE HAKARET ETMİŞTİR.

Davalı, müvekkile her tartışmada ''Siktir ol git, çirkin, salak, gerizekalı'' demiştir.

Bir gün müvekkil, komşusuna oturmaya gitmiştir. Davalı, müvekkile ''Yine nerede sürttün'' demiştir.

Bunun dışında davalı, müvekkile ağza alınmayacak birçok hakaret etmiştir. Davalı aleyhinde suç duyurusunda bulunma hakkımız saklıdır.

Müvekkilimizin doğum gününden bir gün önce müvekkil, aynanın karşısına geçmiş ve hazırlanmaya başlamıştır. Davalı ise hadi hadi diyerek müvekkili acele ettirmiştir. Müvekkil, davalıya ''Hem kadınların bakımlı olmasını istiyorsunuz, hem de beklemiyorsunuz'' deyince davalı, müvekkile ''Bak salak, bak gerizekalı, götünden uydurma'' demiştir.

DAVALININ ANNESİNİN YANİ MÜVEKKİLİN KAYINVALİDESİNİN EVLİLİK BİRLİĞİNE CİDDİ ANLAMDA MÜDAHALELERİ OLMUŞTUR.

Müvekkilin doğum yaptığı ilk gün taraflar eve gelmiş ve müvekkilin kayınvalidesi ilginç bir şekilde lohusalık boyunca müvekkilin yanında yatmak istemiştir. Müvekkil de eşine ''İlla biri yatacaksa kendi annem olsun, ben çekinirim'' demiştir. Bir sonraki gün davalının annesi her zamanki gibi ortalığı karıştırmış, yapıcı olmak yerine yıkıcı olmuş ve oğluna Kübra bizi istemiyor demiştir. Birey olmayı başaramamış davalı ise annesinin aklına uyarak evde kızılca kıyamet kavga çıkarmış ve yeni doğmuş çocuğunun yanında öfke nöbetleri geçirmiştir.

Yine 19.12.2022 tarihinde davalının annesi, babası ve kız kardeşi tarafların evinde uzun süre kaldıktan sonra tribe girerek gitmeye karar vermişlerdir. Uçak rötar yapmış olmasına rağmen evden dört saat erken çıkmışlardır. Çıkarken ise kapıda müvekkilin görümcesi müvekkile ''Seni sildik, bu saatten sonra bizim için yoksun'' demiştir. Müvekkil ise şok olmuş ve saygısızlık olmasın diye hiçbir şey dememiştir. Giderken müvekkilimize sebepsiz yere ellerini dahi uzatmamışlardır. Müvekkil eşini aramış, davalı ise müvekkile ''Sen bunu hak ediyorsun, sizin anladığınız dil bu'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Akşam olmuş ve müvekkil eşinin yanına gitmiş ''Hayatım problem nedir?'' diye sormuştur. Paranoyak düşünceleri olan davalı, müvekkile ''Sen kendin çirkin olduğun için kız kardeşim Fatma'yı kıskanıyorsun, çünkü o güzel sen ise çirkinsin'' demiştir. Davalı bununla da kalmamış ve müvekkile ''Çocuğu burada bırak ve kendin siktir ol git'' demiş ardından ağza alınmayacak birçok hakaret etmiştir. Davalı aleyhinde hakaret ve tehdit suçlarından suç duyurusunda bulunma hakkımız saklıdır.

Tüm bunlara rağmen müvekkilimizin çaresiz annesi kızının yuvası yıkılmasın diye müvekkilin kayınvalidesini aramıştır ancak yersiz problem çıkaran, kaynanaerkil düzende yaşayan kayınvalide, telefonu açmamıştır. Ardından müvekkilimizin annesi, davalının babasını aramıştır ve ''Bir kusurumuz mu oldu'' demiştir. Herhalde ki bundan 100 yıl öncesinin zihniyet yapısına sahip olan ve 2023 yılında yaşadığının bilincinde dahi olmayan davalının babası, müvekkilin annesine ''Kübra bize hiç hizmet etmedi, Kübra'yı sildik'' demiştir. Müvekkilin annesi ise şok olmuş ve davalının babasına ''Kızım lohusa, ameliyattan yeni çıktı, yanlış anlamayın'' demiştir. Buna rağmen davalının babası, saygısızca müvekkilin annesinin suratına telefonu kapatmıştır. Yeni ameliyattan çıkmış, yeni doğum yapmış kadından hizmet beklemenin ne kadar acı bir husus olduğunu Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz. Davalının ailesi, kendilerini gelin değil de hizmetçi almış gibi bir izlenim yaratmışlardır.

Bunun üzerine müvekkilin annesi, kızının yuvasını kurtarmak amacıyla davalının annesini aramıştır ve Meryem Hanım problem nedir diye sormuştur. Davalının annesi ise saygısızca ''Halit bize dedi ki Kübra, Fatma'nın güzelliğini kıskanıyor, ondan böyle yapmış'' demiştir. Müvekkilin annesi ise davalının annesine ''Halit neden öyle demiş'' diye sormuştur. Davalının annesi, müvekkilin annesine ''Senin kızın çirkin, paspal, pasaklı, uykucu, benim oğlumun yanına yakışmıyor, ne oluyorsa olsun, inceldiği yerden kopsun, benim hiçbir korkum yok'' demiştir. Sözde müvekkilin görümcesini kıskandığını iddia eden davalının annesi, aslında her daim müvekkili kıskanmıştır.

Akşam ise davalı, eve gelmiş ve saygısızca fütursuzca davranmış müvekkilin annesini ve müvekkilin kız kardeşi Elif'i evden kovmuştur. Yine müvekkile ise ''O çocuğu burada bırakacaksın ev siktir olup gideceksin'' demiştir.

Müvekkilin annesi ağlayarak valizini toplamıştır ve dört saat dışarıda kalmışlardır. Bu olayın üzerine müvekkil çok ağlamış ancak davalı, hiç umursamamıştır.

Bir sonraki gün müvekkilin kaynı sözde tarafları barıştırmak için gelmiştir ancak müvekkilimize ''Halit'in seveceği şekilde giy ve davran''demiştir.

Yaşanan tüm olaylara rağmen müvekkilimiz yuvasını kurtarmak maksadıyla yıl başı gecesi büyük bir olgunluk göstererek görümcesini aramıştır. Müvekkil, görümcesine ''Bilmeden seni kırmışım sanırım, bir hatamız olduysa kusura bakma'' demiştir. Görümce ise saygısızca ''Ben senin ne olduğunu biliyorum'' diyerek telefonu müvekkilin suratına kapatmıştır.

Müvekkilimiz lohusayken davalı, yine kendi kök ailesinden ötürü tartışma çıkarmış ve davalın kök ailesi sosyal medya hesaplarından müvekkili engellediği halde davalı, müvekkile zorla arkadaşlık isteği göndermiştir. Davalı, sonrasında sinir krizi geçirmiş ve müvekkile ''Bu telefonunu alırım, kırarım, üzerinde zıplarım, baban da sana ulaşamaz'' demiştir. Davalı aleyhinde suç duyurusunda bulunma hakkımızı saklı tutarız.

İşin en acı kısmı ise tüm bu olaylar olurken, müvekkil lohusadır ve çocuğunu emzirmektedir.

DAVALI, MÜVEKKİLİN SAĞLIĞI İLE İLGİLENMEMİŞTİR.

Müvekkilimizin üç aylık hamileyken kanaması olmuştur. Müvekkilimiz sabah eşini uyandırmaya çalışmıştır ve davalı, müvekkile ''Git kendin hallet, benim çok uykum var'' demiştir. Davalı, müvekkili böyle önemli bir durumda dahi yalnız bırakmıştır. Müvekkil, hastaneye yatışını tek başına yapmıştır. Hastane, düşük tehdidiyle müvekkili almıştır. Kan uyuşmazlığı aşısı için davalının da gelmesi gerekmiştir. Gamsız davranan davalı, hastaneden aranınca zoraki gelmiştir.

DAVALI, MÜVEKKİLİMİZİN AİLESİYLE GÖRÜŞMESİNE ENGEL OLMUŞTUR.

Müvekkilimizin annesi, müvekkilimizi doğru düzgün hiç aramamasına rağmen(sırf davalı sebepsizce tartışma çıkarmasın diye) davalı, müvekkile ''Anneni sadece tarif almak için arayabilirsin, Ankara'ya gidemezsin, onlar da buraya gelemez'' demiştir. Davalı, her zamanki gibi kendi annesinin beyniyle ve aklıyla hareket etmiştir.

Davalının annesinin beyniyle hareket etmesi öyle bir aşamaya gelmiştir ki deprem olduğu dün dahi davalı, kendi annesini arayarak ''Anne, Kübra'yı Ankara'ya gönderebilir miyim'' demiştir.

Müvekkilimiz görümcesinin düğünü için o kadar çok koşturmuş ki en sonunda bel fıtığı olmuştur. Davalı, müvekkilimiz ile yine ilgilenmemiştir. Müvekkilimiz bel fıtığı olduğu için bir süreliğine annesinin yanına gitmek istemiştir. Ancak davalı müvekkile ''Annen gelemez, sen de gidemezsin'' demiştir.

DAVALI, MÜVEKKİLİMİZE EKONOMİK ŞİDDET UYGULAMIŞTIR.

Davalı, müvekkilin ek kartını almış ve emrivaki şekilde kendi kız kardeşinin düğün masraflarını müvekkilin ek kartından ödemiştir. Yine davalı, kendi annesinin diş tedavisi masraflarını dahi müvekkile ödettirmiştir. Davalının hayatı, varı yoğu kendi kök ailesi olmuş ve müvekkilimizi maddi olarak sömürmüştür.

DAVALININ PARANOİD DÜŞÜNCELERİ BULUNMAKTADIR. DAVALI, KENDİ KAFASINDA OLMAYAN ŞEYLERİ KURMAKTADIR.

Kurban bayramının ilk günü davalı, müvekkilin annesini aramıştır. Müvekkilin kök ailesi de köyde kurban kestikleri için telefon çekmemiştir. Davalı, bunun üzerine bayram seyran dinlemeden tartışma çıkarmış ve müvekkile ''Senin annen beni nasıl engeller, o kim oluyor'' demiştir. Halbuki müvekkilin annesinin davalıyı engellediği falan yoktur. Davalı adeta kaostan nemalanmaktadır.

DAVALI, EVLİLİK BİRLİĞİNDEN DOĞAN SORUMLUKUKLARI YERİNE GETİRMEMİŞ VE MÜŞTEREK ÇOCUKLA DAHİ İLGİLENMEMİŞTİR. DAVALI, TÜM SORUMLULUĞU MÜVEKKİLE YÜKLEMİŞTİR.

Davalı, müvekkil ile müşterek çocuk yürüyüş yaparken bir gün olsun kendi kızıyla eşiyle dışarı çıkmamıştır. Ancak ne tesadüftür ki davalı, ne zaman kendi annesi yürüyüşe çıkmak istese annesiyle yürüyüşe çıkmış ve annesini bir gün olsun geri çevirmemiştir.

Davalı, müşterek çocukla ilgilenmek yerine çocuğun yanında okey oynamıştır. Davalı, çocuğun eline çatal iğne aldığını dahi fark etmemiştir. Yine davalının ilgisizliği yüzünden çocuğun kafasına vantilatör düşmüştür. Davalının sözde çocukla ilgileneceği bir gün, çocuk halıya kusmuş ve kendi kusmuğuyla oynamaya başlamıştır. Davalı ise gamsızca ''aa ben görmedim, ben de ne güzel kendi kendine oyalanıyor demiştim'' şeklinde beyanda bulunmuştur.

Taraflar, tatile gittiğinde dahi davalı, kendi kendisine yüzmeye gitmiş, çocukla hiç ilgilenmemiştir.

Çocuğun banyosuna, çocuğun tırnak kesimine, çocuğun bakımına, çocuğun yemesine içmesine davalı hiçbir zaman yardım etmemiştir. Davalı, eş olduğunun bilincine varamadığı gibi baba olduğunun bilincine de varamamıştır.

DAVALININ ANNESİ, MÜVEKKİLE KARŞI PERVASIZCA, SAYGISIZCA VE HAKARET VARİ KONUŞMUŞTUR.

Davalının annesi, müvekkile davalının eski sevgililerinden bahsetmiş ve müvekkili davalının eski sevgilileriyle kıyaslamıştır. Ayrıca davalının annesi, müvekkile '' Halit erken evlendi, çok acele ettik, senin gibi birini aldık'' demiştir.

Davalının annesi, müvekkilin yaptığı yemeklere karşı müvekkili eleştirmiş ve müvekkile ''Senin yaptığın yemekler hep kötü oluyor'' demiştir. Davalı, ise ailesinin evlilik birliğine olan müdahalelerine sessiz kalmıştır. Yargıtay kararlarına göre de kocanın, ailesinin evlilik birliğine olan müdahalelerine sessiz kalması, ağır kusur kabul edilmektedir.

Davalı da annesinin bu yaptıklarına çanak tutmuş ve bu yemek düzel olmuş demek ki Kübra yapmadı demiştir.

Davalının annesi, bir gün müvekkile ''Eskiden gelinler sus pus otururlardı, şimdiki gelinler köpek gibi çemkiriyorlar'' demiştir.

Müvekkil, davalının annesine annecim demeden ağzını açmamış ve davalının annesine birçok hediye almıştır. Ancak kıskanç kayınvalide, bir türlü kıymet bilmemiştir.

Tüm bunların yanında müvekkil, işten çıkışta kendisini dezenfekte etmek zorunda olduğu için ve trafik yoğun olduğu için geciktiğinde davalının annesi ve babası müvekkile sen neredeydin diyerek hesap sormuştur.

DAVALI, ARA SIRA ALKOL KULLANMIŞ VE EVE SARHOL GELMİŞTİR.

Davalı, evin tüm sorumluluğunu müvekkile yüklediği gibi ara sıra eve sarhoş gelmiştir. Yargıtay kararlarına göre de eşin, alkol kullanması ağır kusur kabul edilmektedir.

Ne tesadüftür ki davalı, evlenmeden önce hiçbir zaman alkol kullanmadığını ve kullanmayacağını beyan etmiştir.

DAVALI, CİNSEL HAYATINDA DA SORUNLU YAPIYA SAHİPTİR.

Müvekkilimiz ne zaman davalıya yakınlaşmak istese davalı, ben yorgunum, senden tiksiniyorum, seni istemiyorum, sabahları erekte uyanıyorum ama seni görünce tiksiniyorum demiştir.

BOŞANMADAN ÖNCEKİ SON OLAY;

1.12.2023 tarihinde müvekkilin babası ve erkek kardeşi müvekkile sürpriz yapmak ve müvekkile moral vermek amacıyla müvekkili ziyarete gelmişlerdir. Davalı, geldiklerini görünce suratını asmıştır. Müvekkilin babası, özgürce fikrini beyan ederek ''Ben alevilerden pek hoşlanmam'' demiştir.

Taraflar çocuğu, 1 yaş kontrolüne götürmüş ve çıkışta davalı, müvekkile ''Sana düzgünce soru soracağım ama bana düzgünce cevap ver, bana Alevilerden hep mi nefret ederdi, yoksa şimdi kasıtlı olarak mı yapıyor, senin baban bilerek yapıyor, ben de onu belden aşağı vuracağım, baban gittikten sonra da sana gününü göstereceğim'' demiştir.

Olayları her zamanki gibi kızıştıran kayınvalide ise ''Sen ne biçim gelinsin, ben senin ne biçim insan olduğunu anladım, annen de dünyanın en cahil insanı, sizden tiksiniyorum, boşanırım benim param var rahata ererim sanma, Halit ertesi gün gider, güzel bir kız bulur, senin kız çocuğun var kimseye güvenip evlenemezsin, tüm suç senin benim oğlumun hiçbir kabahati yok'' demiştir.

Ardından davalı, her zamanki gibi müvekkili yalnız bırakmış ve ''Anne, baba size bilet aldım, siz gidin, biz Kübrayla baş başa kalalım da ben ona gününü göstereyim'' demiştir. Sonrasında ise her zamanki gibi Almila'yı bırak ve evden siktir ol git demiştir.

Sonrasında ise müvekkilimiz davalı ve davalının kök ailesi tarafından SİKTİR OL GİT denilerek evden kovulmuştur. Müvekkilimiz kendi babasını aramış ve baba, ben yapamıyorum demiştir. Müvekkilimiz hasteneye giderken müvekkilimize araba dahi verilmemiş, yürü git otobüse bin denilmiştir.

Müvekkil, hastanedeyken, davalının babası, müvekkili aramış ve müvekkile ''Senin ağzına sıçarım, senin evden ancak kefenin çıkar, sen ne yapmaya çalışıyorsun'' demiştir. Müvekkilimizin hastanede bulunun iş arkadaşları da bu konuşmaya şahit olmuştur. Telefonda söylediği için ses dışarı duyulmuştur. Tarafımızca davalının babası aleyhinde hakaret, tehdit, kişinin huzur ve sükununu bozma suçlarından suç duyurusunda bilahare bulunulacaktır.

Müvekkilimiz bunun üzerine kormuş ve telefonu kapatmıştır. Müvekkil, hastane yönetimiyle görüşmüş ve durumu anlatmıştır. Müvekkilimiz, Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesinde çalışmaktadır. Kayınpeder, bununla da kalmamış ve hastaneyi basmış ve müvekkilin kolundan tutmuştur. Bunu gören baş hemşire Kübra'nın nöbeti var, Kübra'yı götürürseniz soruşturma açarım demiştir. Baş hemşire, müvekkili korumak istemiştir. Zira müvekkilin canından endişe etmiştir.

Sonrasında müvekkil, yeniden çalışmaya devam etmiştir. O esnada davalı, müvekkile ''Çok pişmanım, değişeceğim, lütfen benden boşanma'' demiştir. Davalının annesi ise yangına körükle giderek ''Oğlum karı kız mı getirdi eve, ne kadar büyüttün'' demiştir.

Müvekkil, işi bitince eve dönmüş ve davalı, müvekkilin ayaklarına kapanarak ''Yaptıklarımın farkındayım, çok hata yaptım, üçüncü kişiler yüzünden seni üzdüm, çok pişmanım, değişeceğim'' demiştir.

Müvekkilin babası eve geldiğinde ise davalının ailesi olan biten her şeyi inkar etmeye başlamıştır. Davalı, müvekkile ''Sen şimdi Ankara'ya ailenin yanına git, annemin diş tedavisi bitince gelirsin'' demiştir. Davalının babası, tıpkı davalı gibi öfke nöbeti geçirmiş ve davalının annesi müvekkilin babasına ''Biz Kübra'yı sildik, haberin olsun'' demiştir. Ardından hiçbir suçu olmayan müvekkil, davalının ailesi tarafından tüm sosyal medya hesaplarından engellenmiştir.

Davalının annesi daha da susmamış ve ''KARI OLSAYDIN DA KOCANIN KOYNUNA GİREBİLSEYDİN'' demiştir. Müvekkilin babası her zamanki olgunluğuyla ''Yenge, kızın babasının yanında böyle konuşulur mu'' demiştir. Davalının annesi ise ortamı hepten gererek, seviyesizce ''Allah sana da senin gibi gelin versin'' demiştir.

Davalı, müvekkile hava alanında çok pişmanım, değişeceğim demiştir. Buna rağmen davalı, müvekkilimiz Ankara'ya döndükten sonra çocuğunu dahi merak etmemiş ve müvekkilimizi doğru düzgün aramamıştır. Hatta ve hatta davalı, müvekkile annesinin diş tedavisi bittikten sonra gelebileceğini söylemiştir. Davalı, çocuğunun yazdırılacağı kreşi dahi düşünmemiştir.

Davalı, müvekkilimizi aradığında ise izinsizce ses kaydı almıştır. Suç duyurusunda bulunma hakkımız saklıdır. Bu konuşma bile davalı, konuşmayı yine annesine getirmiştir. Annesi de arkadan ses kaydı aç diyerek davalıya direktif vermiştir.

Kısaca; davalı, müvekkile hayatı zehir zıkkım etmiştir. Davalı, müvekkile şiddetin her türünü maalesef ki yaşatmıştır. Davalı, ailesinin evlilik birliğine olan müdahalelerine sessiz kalmış ve müvekkilimizi her daim ezdirmiştir.

AİLE KONUTU ŞERHİ KONULMASI HAKKINDAKİ TALEBİMİZ;

Müvekkilimiz Diyarbakır'da hemşirelik mesleğini ifa etmektedir. Ancak davalı ve ailesi, tarafların aile konutu niteliğindeki evine adeta gamsızca yerleşmiştir. Müvekkilimiz şu an ailesinin yanında yani Ankara'da mecburen kalmaktadır. Zira davalı ve davalının ailesi, müvekkili evden SİKTİR OL GİT diyerek kovmuşlardır. Ancak davalı, sonrasında ise değişeceğini söylemiş ve müvekkilden AF dilemiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere affeden tarafın dava hakkı yoktur. Müvekkilimizin işi gereği Diyarbakır'a eve çocuğuyla birlikte dönmesi gerekmektedir. Ancak davalının ailesi, MÜVEKKİLİMİZİ KENDİ EVİNE ALMAMAKTADIR. Davalı ve ailesi aleyhinde uzaklaştırma kararına tarafımızca alınacaktır.

Bağcılar Mah. Aram Tigiran Bulvarı, ****** 5 Sitesi, A-3 Blok Kat:1 No:2 Bağlar/Diyarbakır adresindeki eve müvekkilimizin ve müşterek çocuğun daha fazla mağdur olmaması için AİLE KONUTU NİTELİĞİNDE ŞERH KONULMASINI İVEDİLİKLE TALEP EDERİZ. Zira müvekkilin ve müşterek çocuğun yaşayacak başka yeri yoktur.

Taraflar evlendikten sonra düğünde takılan takılar ile araba alınmıştır. Yine taraflar kredi çekmiş ve bu krediyle Eskişehir'den ev almışlardır. Eskişehir'den gelen kira bedeliyle Diyarbakır'daki evlerinin kirasını ödemişlerdir. Ayrıca tarafların evinde hala düğünde takılan takıların bir kısmı bulunmaktadır keza eşyalar da bulunmaktadır. Bu eşyalar için tarafımızca mal rejimi davası açılmıştır. Ancak ziynetler, davalı ve ailesi tarafından alınacak olursa tarafımızca HIRSIZLIK suçundan suç duyurusunda bulunacaktır. Zira davalı, mesaj yoluyla evde bulunan takıları ikrar etmiştir.

HUKUKİ SEBEP : Türk Medeni Kanunu, HMK ve diğer tüm yasal mevzuat hükümleri

HUKUKİ DELİL :

1-Mali ve ekonomik durum araştırması

2-Müvekkil ile davalı arasındaki SMS, whatsapp yazışmaları

3- Ses kaydı ve görüntü kayıtları

4- Davalının adına kayıtlı 0544 781 ** ** hattın arama, SMS ve HTS kayıtları

5-Tanık beyanları ( İsim ve adreslerini daha sonra bildireceğiz.)

6-Bilirkişi,

7-Uzman Görüşü,

8-Gerektiğinde Keşif ve yemin dahil yasal her türlü delil.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re’sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle; öncelikle tedbir talebimizin kabulü ile 'Bağcılar Mah. Aram *********** Sitesi, A-3 Blok Kat:1 No:2 Bağlar/Diyarbakır' adresindeki evin müvekkil ve çocuğuna tahsis edilmesine ve aile konutu şerhi konulmasına,

1)Tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına,

 2)Müşterek çocuk Almila*****'ün velayetinin dava süresince tedbiren, dava sonuçlanınca kesin olarak davacı müvekkile verilmesine,

3)Müşterek çocuk ********** için aylık 15.000,00 TL dava süresince tedbir boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline

4)Müvekkil davacı lehine 5.000.000.000,00(BEŞ MİLYON) maddi ve 5.000.000.000,00(BEŞ MİLYON) manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesine,

5)Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. 28.12.2023

                                                                                                   DAVACI VEKİLİ

                                                                                              AV.GİZEM GÜL UZUN

ADLİ YARDIM KONUSUNDAKİ TALEBİMİZ;

Hukuk Muhakemeleri Kanunu 334. maddesine göre, geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.

Müvekkilim yargılama harç ve giderlerini karşılayabilecek durumda değildir. Zira davalı, evlendikten sonra alınan ev ve arabayı kendi üzerine zorla almıştır. Yine davalı, müvekkilin kredi kartını ve ek kartını kullanarak müvekkilimi 250 bin tl borca sokmuştur. Durum araştırmaları da müvekkilin durumunun iyi olmadığını, yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğunu göstermektedir. Müvekkilimiz çocuğuyla zor durumdadır.

Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerden ötürü Sayın Mahkemenizden adli yardım talebimizin kabulünü talep ederiz.