Kanun Yararına Bozma Dilekçesi Örneği

                ADALET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

                                                          Gönderilmek Üzere

                                  KAYSERİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

KANUN YARARINA BOZMA

İSTEYEN MÜŞTEKİ :

VEKİLİ : Av. Gizem Gül UZUN

                                                                         Sahabiye Mah., Teoman Sk., Avukatlar İş Hanı, Bina No:8, Kat:5, Daire No:501, Kocasinan/ KAYSERİ

ŞÜPHELİ :

KANUN YARARINA

BOZULMASI İSTENEN KARAR : Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen 12/10/2023 tarihli ve 2023/**** Değişik İş Numaralı Karar

TEBLİĞ TARİHİ : xxxxxxxxxxxxxxxxxx

KONU : Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen, tarih ve numarası yukarıda belirtili olan kararın CMK m.309 gereğince KANUN YARARINA BOZULMASI talebimizi içerir dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :

Şikayete konu olan olay, 07/04/2023 tarihinde, müvekkil ve aralarındaki boşanma davası devam etmekte olan Savaş *******'ın müşterek konutunda meydana gelmiştir. Şüpheli, müvekkilin boşanma sürecinin devam etmekte olduğu Savaş ****'ın babasıdır. Tarafların arasında boşanma davası sebebiyle hukuki ihtilaf bulunmaktadır. 06/04/2023 tarihinde müvekkilin erkek kardeşi trafik kazası geçirmiştir. Müvekkil, bu sebeple bütün gün hastanede kalmış ve evine dönememiştir. Müvekkil, 07/04/2023 tarihinde sabah evine gittiğinde anahtarının kapıyı açmadığını görmüştür. Müvekkil bunun üzerine evinin kilidinin değiştirildiğini fark etmiştir. Yine aynı zaman dilimi içinde evim içinden birtakım sesler duymuş; evin içerisinde biri olduğunu anlamıştır ve hemen akabinde polis çağırmıştır.

Polis memurlarının olay yerine gelmesi ile birlikte; polis memurları defalarca Elif ***** ile Savaş *****'ın müşterek konutunun kapısının ziline basmış; fakat evin içerisindeki şahıslar polis memurlarına mukavemet göstermiş ve kapıyı açmamışlardır. İşbu hususlar kamera kaydında da sarih bir biçimde gözlemlenmektedir. Olay yerine çilingirin de gelmesiyle evin içerisindeki şahıslar evin kapısını açmışlardır. Elif ***** ve Savaş *****'a ait konutun içinde Savaş *****'ın anne ve babasının olduğu öğrenilmiştir. Olay yerindeki polis memurları, şüpheli İsmail *****'a defalarca evden çıkmaları gerektiğini söylemiştir. Fakat şüpheli İsmail ****** polise mukavemet göstermiş ve evden çıkmamıştır.

Müvekkilim, evinde özel eşyaları olması nedeniyle şüpheli İsmail ***** ve evde bulunan diğer kişilerin evden çıkmasını istemesine karşın, şüpheli İsmail *****, müvekkilin bu talebini tehdit ve hakaretlerle birlikte reddetmiş; müvekkile;

"SALAK ÇOCUK, BANA AĞZINI YÜZÜNÜ KIRDIRTMA. SİKTİR OL GİT BURADAN." diyerek müvekkile, olay yerinde bulunan polis memurlarının yanında açık bir şeklide hakaret ve tehditler savurmuştur. İsmail *****, tehdit ve hakaretlerin ardından olay yerinde bulunan polis memurlarına;

"EVET BEN SUÇ İŞLİYORUM, BEN ELİF *****'I BU EVE ALMIYORUM." şeklinde beyanda bulunmuştur. Müvekkil, şüpheli ve ailesinin özel eşyalarını almalarından korktuğundan dolayı evine girmek istemiştir. Fakat olay yerinde bulunan polis memurları, şüphelinin mukavemet göstermesinden ötürü şüpheli ve evde bulunan diğer kişileri evden çıkaramamıştır. Olay yerindeki polis memurları müvekkile;

"BİRLİKTE KARAKOLA GİDİP TUTANAK TUTALIM. BU KİŞİLER ŞU ANDA SUÇ İŞLİYOR." şeklinde beyanda bulunmuştur ve akabinde müvekkil ve ailesi polis memurlarının eşliğinde olay yerinden ayrılmışlardır.

Müvekkil, yaşanan hadisenin ardından polis memurlarıyla birlikte karakola gitmiştir. Müvekkil ve ailesi, yaşanan olayla ilgili ifade vermiş ve karakolda, 2023/*** suç numaralı önleyici tedbir kararı düzenlenmiştir.

İşbu gerçekleşen somut olay sebebiyle öncelikle polis memurları yardımıyla karakolda şikayetçi olan müvekkil, delil bildirmeden şikayette bulunmuştur. İşbu sebeple ilgili soruşturma dosyasında KYOK kararı verilmiştir. Daha sonra hukuki yardım almak üzere vekilliğime başvurmuş; ve tarafımızca 19/04/2023 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına, kamera kaydı ve 2023/196 suç numaralı önleyici tedbir karar tutanağı delil gösterilmek suretiyle suç duyurusunda bulunulmuştur.

Ancak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan 2023/23*** numaralı soruşturma kapsamında, 2023/13*** numaralı karar ile, 25/09/2023 tarihinde "Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar" verilmiştir. Savcılık, vermiş olduğu bu kararına gerekçe olarak ise;

"Aynı konuyla ilgili daha önce Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2023/21*** soruşturma sayılı dosyası üzerinden soruşturmanın yürütüldüğü ve bu soruşturma sonucunda 14/03/2023 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararın verildiği anlaşılmakla, işbu soruşturma dosyasının mükerrer olduğu, mükerrer kaydın varlığı nedeniyle soruşturma olanaksızlığı bulunduğundan şüpheli hakkında mükerrer kayıt nedeniyle kamu adına KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,"

Denilerek gerekçe gösterilmiştir. Savcılık tarafından mükerrer kayıt nedeniyle şüpheli hakkında KYOK kararı verilmiştir.

Daha sonra ise tarafımızca, 15 günlük yasal süresi içinde, Kayseri Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmek üzere Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına 06/10/2023 tarihinde itiraz dilekçesi gönderilmiştir.

Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 12/10/2023 tarihli ve 2023/60**Değişik İş numaralı kararda;

"İtiraza konu soruşturma evrakı ile eklerinin incelenmesinde; Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının UYAP sorgulamasında aynı konu ile ilgili 2023/23*** soruşturma numaralı dosyasından da işlem yürütüldüğünün, 2023/23*** soruşturma numaralı dosya içeriği incelendiğinde 2023/21686 soruşturma numaralı dosyadan yine aynı konu ile ilgili işlem yürütülüp kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin belirtildiği, bu kapsamda dosyalarının mükerrer kayıt oluşturduğu, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararında gösterilen mucip sebeplere mezkur itirazının yerinde görülmediği ve Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla itiraz eden müşteki Elif ***** vekili Av. Gizem Gül UZUN'un 06/10/2023 havale tarihli itirazının reddi cihetine gidilerek.."

Denilmek suretiyle tarafımızca Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliğine yapılan KYOK kararına itirazımız reddedildiğinden; işbu kanun yararına bozma yoluna başvuru zorunluluğumuz hasıl olmuştur. Şöyle ki;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309/1. Maddesi uyarınca;

Kanun yararına bozma

Madde 309 – (1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz

incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu

öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal

nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün

bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü

kanun yararına bozar.

(4) Bozma nedenleri:

a) 223 üncü maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, kararı

veren hâkim veya mahkeme, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir.

b) Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma

hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren

hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir.

Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.

c) Davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise, aleyhte

sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez.

d) Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif

bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.

(5) Bu madde uyarınca verilen bozma kararına karşı direnilemez.

Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen ve kesin nitelik teşkil edilen itirazın reddi kararına karşı kanun yoluna başvuru olanağımız kalmadığından, CMK tarafından kabul edilen usul hükümlerine uygun şekilde tarafımızca kanun yararına bozma yoluna gidilme zorunluluğu doğmuştur.

Her ne kadar, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan UYAP sorgulamasında somut olayla ilgili 2023/21*** soruşturma numaralı dosya kapsamında aynı konu ile ilgili işlem yapıldığı ve KYOK kararı verildiği; bu sebeple daha sonra yine aynı somut olayla ilgili, tarafımızca yapılan suç duyurusu sebebiyle 2023/23*** numaralı soruşturma dosyası açıldığı görülüp; mükerrer kayıt nedeniyle KYOK kararı verildiği görülse de, işbu karar hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Açıklamamız gerekirse;

Yukarıda bahsettiğimiz şikayete konu olayın gerçekleşmesinin akabinde polis memurları eşliğinde karakola giden müvekkil, tek başına şikayet dilekçesi vermiş olup; hukuki bilgiye sahip olmayan bir vatandaş olması sebebiyle meramını açık ve etkili bir şekilde anlatamamıştır.

Müvekkil, bu sebeple daha sonra hukuki yardım almak üzere vekilliğimize başvurmuştur. Tarafımızca suç duyurusunda bulunulmuş olup; işbu suç duyurumuz, mükerrer kayıt nedeniyle takipsizlikle sonuçlanmıştır. Gerekçe olarak ise daha önce aynı olay ile ilgili soruşturma dosyasının varlığı gösterilmiştir ki, bu karar hukuka aykırıdır. Şöyle ki;

Müvekkilin polis memurları eşliğinde yapmış olduğu şikayeti sonucunda 2023/21*** numaralı soruşturma dosyası açılmış; işbu soruşturma da KYOK kararı verilerek takipsizlikle sonuçlanmıştır. Müvekkil o dönem, herhangi bir hukuki yardım almadığından ve yasal haklarını kullanabilecek bir hukuki bilgiye sahip olmadığından dolayı 2023/21**** numaralı soruşturmada verilen KYOK kararına karşı itiraz ve akabinde kanun yararına bozma gibi haklarını kullanmamıştır. Bu sebeple de, ilgili DOSYA KAPANMIŞTIR.

Eş deyişle, 2023/21*** numaralı soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanmasını gerektirecek herhangi bir soruşturmanın varlığından söz etmek mümkün değildir.

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca 2023/21*** numaralı soruşturma dosyasının varlığı gerekçe gösterilerek KYOK kararı verilmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Nitekim, şüphelinin gerçekleştirmiş olduğu fiilleri incelenecek olursa, şüpheli İsmail *****'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 265. Maddesi uyarınca;

Görevi yaptırmamak için direnme

Madde 265- (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.

(4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği sarih şekilde görülecektir. Tarafınızca da bilindiği üzere görevi yaptırmamak için direnme suçunun takibi şikayete bağlı değildir. Bahse konu suçun soruşturma ve kovuşturması re'sen yapılmalıdır. Ancak somut olayda şüpheli hakkında ne müvekkilin maruz kalmış olduğu tehdit ve hakaret suçlarından; ne de kamu görevlisi niteliğindeki polis memurlarının görevini yaptırmamak için direnme suçlarından ötürü herhangi bir iddianame hazırlanmamıştır.

Şüpheli, müvekkile karşı;

"SALAK ÇOCUK, BANA AĞZINI YÜZÜNÜ KIRDIRTMA. SİKTİR OL GİT BURADAN." diyerek tehdit ve hakarette bulunmuştur. Gerçekten de Yargıtayın bu hususta vermiş olduğu kararları incelenecek olursa;

Yargıtay

4. Ceza Dairesi

22/10/2020 Tarih

2020/20273 E.

2020/13343 K.

Sanığın, katılana attığı mesajlardan “hahahha salak” şeklindeki sözün, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olduğu ve hakaret suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,

Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Görüleceği üzere, "salak" kelimesi, hakaret suçunu oluşturacak şekilde muhatabın, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyecek nitelikte, sövmek suretiyle gerçekleştirilen bir sözdür. Somut olayda da şüphelinin müvekkile karşı kullanmış olduğu sözcüktür.

Yargıtay

 2.Ceza Dairesi

 13.05.2013 Tarih

 2011/27534 E.

 2013/12583 K.

"Sanık hakkında müştekinin iddiası nazara alınarak hakaret suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın aksi sabit olmayan savunmasına göre katılana sarfettiği, “senin ağzını kırarım” şeklinde sözlerin, tehdit suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi."

YARGITAY "SENİN AZĞINI KIRARIM" ŞEKLİNDEKİ SÖZLERİN, TEHDİT SUÇUNU OLUŞTURACAĞININ GÖZETİLMESİ GEREKTİĞİNİ KABUL ETMİŞTİR.

YİNE ŞÜPHELİNİN, MÜVEKKİLE YÖNELİK İŞLEMİŞ OLDUĞU HAKARET VE TEHDİT SUÇLARI NEDENİYLE; MÜVEKKİLİN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇMA HAKKINI SAKLI TUTARIZ

 Müvekkil bunun zerine karakola gidip şikayette bulunmuşsa da; savcılık tarafından KYOK kararı verilmiştir. İşbu karar hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Bir vatandaş olarak yasal haklarını nasıl kullanması gerektiğini bilmeyen müvekkil, tarafımıza başvurmuştur. Tarafımızca yapılan suç duyurusu neticesinde yeni bir soruşturma dosyası kapsamında olayın incelenmesi neticesinde ise bu sefer de mükerrer kayıt gerekçe gösterilerek KYOK kararı verilmiştir.

Yargıtayın mükerrer soruşturma nedeniyle KYOK kararı verilmesinin hukuka aykırı olması ve kamu davası açılmasının gerekliliği noktasında vermiş olduğu kararı incelemek gerekirse;

YARGITAY

15. CEZA DAİRESİ

E. 2019/12254

K. 2020/3968

T. 1.6.2020

* DOLANDIRICILIK SUÇU ( Aynı Olay Nedeniyle Daha Önce Soruşturma Yapılıp Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar Verildiği ve Şikayetin Mükerrer Olduğundan Bahisle Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar Verildiği - Önceki Soruşturmada Şüphelilerin Savunmalarının Alınmadığı ve Müşteki Beyanından Başkaca Herhangi Bir İşlem Yapılmadığının Anlaşıldığı/Bu Dosyada ise Şüphelinin Müştekinin ve Tanıkların Detaylı Beyanlarının Yer Aldığı Yeterli Şüphe Oluştuğu Kamu Davası Açılması Gerektiği )

* AYNI OLAY NEDENİYLE ÖNCEDEN SORUŞTURMA YAPILMASI ( Şüphelinin Müştekinin ve Tanıkların Detaylı Beyanlarının Alındığı Eldeki Soruşturmada Yeni Delil Mahiyetinde Çelişkili Söylemlerde Bulundukları - Tanık Beyanlarının Müştekinin İddialarını ve Sunduğu Belgelere Uygun Şekilde Yeterli Şüphe Oluşturduğu/Şüphelilerin Suç İşleme Kastıyla Hareket Edip Etmediklerine İlişkinin Delillerin Tartışılması İçin Kamu Davası Açılması Gerekliliğinin Ötürü Kanun Yararına Bozma Nedeni Sayıldığı )

* ŞİKAYETİN MÜKERRER OLMASI ( Soruşturmada Aynı Olay Nedeniyle Daha Önce Soruşturma Yapılıp Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararın Verildiğinden Bahisle KYO Kararı Verildiği Ancak Önceki Soruşturmalar Kapsamında Şüphelilerinin Savunmalarının Alınmadığının Anlaşıldığı - Bu Dosyada ise Şüpheli Müşteki ve Tanıkların Detaylı Beyanlarının Alındığı ve Yeni Delil Mahiyetinde Çelişkili Söylemlerde Bulunduklarının Anlaşıldığı/Delillerin Tartışılması İçin Kamu Davası Açılması Gerektiği )

5271/m.160,170,172,173

Gereği düşünüldü:

KARAR : Şüphelilerin yapımını üstlendikleri apartmandan müştekiye haricen bir daire sattıkları, müştekiye de özellikle sorun olmadığını aracı olan ortak tanıdıkları huzurunda belirttikleri, müştekinin bir kısım ödemeyi dekont karşılığı yaptıktan sonra tapu devrini sonraya bıraktıkları ve müştekinin evin elektriğini üzerine almak için ilgili kuruma gittiğinde evin kendisine satılmasından çok uzun süre evvel İ. diye birisine satıldığını ve tapuda ona devredildiğini, İ.'in ise beyanında; müştekiye yapılan satıştan haberdar edilmediğini belirttiği, şüphelilerin böylece müştekiyi kandırıp başkasına ait evi kendi şirket evleriymiş gibi satarak haksız menfaat temin ettikleri ve suçu birbirlerine atarak çelişkili savunmalarda bulundukları iddia edilen olayda;

Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonunda, aynı olay nedeniyle daha önce soruşturma yapılıp kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, dosyaya konu şikayetin mükerrer olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; mükerrer soruşturmaya esas kabul edilen ve aynı olaya ilişkin evvelce şüpheliler haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların verildiği ...Cumhuriyet Başsavcılığının 09/04/2017 tarihli ve 2017/2894 soruşturma ve 15/11/2016 tarihli ve 2016/11468 soruşturma sayılı dosyalarının incelendiğinde, anılan soruşturmalar kapsamında şüphelilerinin savunmalarının alınmadığı ve müşteki beyanından başkaca herhangi bir işlem yapılmadığının anlaşıldığı, bu dosyada ise şüphelinin müştekinin ve ayrıca tanıkların detaylı beyanlarının yer aldığı ve yeni delil mahiyetinde çelişkili söylemlerde bulundukları, tanık beyanlarının da müştekinin iddialarını ve sunduğu belgelere uygun şekilde yeterli şüphe oluşturduğu nazara alındığında; CMK'nın 172/2 maddesi de dikkate alınarak şüphelilerin suç işleme kastıyla hareket edip etmediklerine ilişkinin delillerin tartışılması için kamu davası açılması gerekliliğinden ötürü

SONUÇ : İtirazı inceleyen ...2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/01/2019 tarihli ve 2019/74 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 01.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay kararı ışığında somut olayda kamera kaydı delili, polis tutanağı ve üstelik polisin bizatihi olaya tanıklık etmesi karşılığında, şüpheli hakkında kamu davası açılmasına karar verilmesi gerekirken KYOK kararı verilmesi hukuka aykırıdır ve bozma sebebidir.

Gerçekleşen tüm bu yasal süreç sonunda ne yazık ki şüphelinin suç teşkil eden eylemleri cezasız kalmış; müvekkilim yasa tarafından kendisine sağlanan hukuki korumadan yoksun bırakılmıştır.

Ceza hukukunun en temel ilkesi maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu sebeple ceza hukuku, şekli gerçekle ilgilenmemelidir. Şekli gerçekle uyuşmazlığı çözüme kavuşturmak medeni hukukun görevidir. Zira ceza hukukunun şekli gerçekle ilgilenerek bir suçun mağduru olmuş kişilerin şikayetlerini dikkate almaması birçok yönden soruna sebep olacaktır.

Öncelikle bireyler adalete ve hukuk düzenine olan inançlarını yitirecek ve ihkak-ı hak yasağı dikkate alınmamaya başlanacaktır. Ayrıca bu durum, haksı yere failler açısından suç işlenmesini daha kolay hale getirecek ve toplumda suç oranlarının artmasına sebebiyet verecektir. Diğer hukuk alanlarında şekli gerçeğe önem verilse de, ceza hukukunda şekli gerçeğin bu kadar katı bir şekilde uygulanması maddi gerçeğe ulaşılmasının önüne geçecektir.

Sözlülük- yazılılık ilkesi gereği, kovuşturmada sözlülük esas iken; soruşturmada yazılılık ilkesi esastır. Kural olarak hazırlanılan iddianame, kovuşturma evresine esas teşkil edecektir. Müvekkil de mağduru olduğu suç bakımından, hukuki destek almadığından maruzatını yeterince iyi açıklayamamıştır. İşbu sebepten adalet hizmetinden sonuç almak üzere tarafımıza hukuki destek alabilmek amacıyla müracaat etmiştir.

Tarafımızca işbu kanun yararına bozma şeklindeki olağanüstü kanun yoluna başvurana kadar gerçekleşen süreçte müvekkilimiz haksız yere ne yazık ki hukukun korumasından yoksun bırakılmıştır.

Şüphelinin gerçekleştirmiş olduğu suç teşkil eder nitelikli eylemlerin, adli kolluğun bizzat şahit olması, polis tutanağı ve bina içindeki kamera kayıtları ile sabit olmasına rağmen cezasız kalması, hukuk düzenimizin kabul ettiği adalet anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının vermiş olduğu KYOK kararları, Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliğinin, tarafımızca yapılan itiraz başvurumuzu kesin olarak reddetmesi, tarafımıza kanun yararına bozma yoluna gitmekten başka bir olanak bırakmamıştır.

HUKUKİ NEDENLER : TCK, CMK ve yasal sair tüm mevzuat

HUKUKİ DELİLLER : tanık

                                                                         karakol tutanağı

                                                                         2023/196 suç numaralı önleyici tedbir kararı

                                                                         video kaydı ve yasal sair tüm deliller

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda arz ve izah olunan ve re'sen göz önünde bulundurulacak tüm nedenlerle,

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının xxxxx tarihli, 2023/23160 soruşturma numaralı ve xxxx karar numaralı KYOK kararının KANUN YARARINA BOZULMASINA karar verilmesini,

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının xxxxxxx tarihli, 2023/21686 soruşturma numaralı ve xxxxxx karar numaralı KYOK kararının KANUN YARARINA BOZULMASINA karar verilmesini,

 Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 25/09/2923 tarihli 2023/35*** soruşturma numaralı, 2023/22*** karar numaralı KYOK kararı verilen ve bu karara karşı yaptığımız itirazın reddine karar veren Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 12/10/2023 tarihli ve 2023/60** Değişik İş numaralı kararlarının KANUN YARARINA BOZULMASINA karar verilmesini,

Saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. 27/11/2023

                                                                        KANUN YARARINA BOZMA TALEP EDEN VEKİLİ

                                                                                                  Av. Gizem Gül UZUN